23 Nisan 2012 Pazartesi

Kutlu Doğum Haftası:3 Boyutlu olarak Mekke Ziyareti

Kutlu Doğum Haftası Münasebetiyle 

Sevgili Peygamberimiz HZ. MUHAMMED (S.A.V.) Efendimizin ve İslam'ın Doğduğu Şehir Mekke'den Kutsal Mekanları 3Boyutlu olarak Ziyaret Etmek ve bir Salat-ı Selam,Bir Fatiha-yı Şerif Okumak İstermisiniz?
Bunun için öncelikle aşağıdaki İNDİR yazan linklerden programları indirmeniz gerekiyor.bunun için linklere  tıklayıp açılan sitede - Download - yazan yere tıklayıp indirmeniz lazım.indirme ya otomatik olarak 
 Bilgisayarım/c/karşıdan yüklemeler  <<  klasörüne kaydedecek 
yada sizden kayıt yeri seçmeniz istenecektir.Kaydedilen yerden programlara çift tıklayarak görüntüyü açabilirsiniz.Farenizle yukarı,aşağı,sağ,sol yapabilir,farenizin tekerleğiylede yakınlaştırıp uzaklaştırabilirsiniz.Çıkmak isterseniz klavyenizde sol üst köşedeki - Esc - yazan tuşa çift tıklamayla çıkış yapabilirsiniz.

HİRA MAĞRASI 
Cebelü'n-nûr (Nur Dağı)



Peygamber Efendimize (SAV) ilk vahyin nâzil olduğu mağara
Hirâ aslında, Mekke'nin üç mil kuzeydoğusunda bir dağın adı olup bu dağdaki bir mağarada Peygamber efendimize ilk vahyin gelmesiyle İslam tarihinde meşhur olmuştur İlk vahyin geldiği mekân oluşu sebebiyle bu dağa "Cebelü'n-nûr (Nur Dağı)" adı da verilir
Peygamber efendimiz(SAV), risâlet görevinin kendisine verilmesinden önce, özellikle 35 yaşından sonra Mekke'nin şirk, ahlâksızlık, haksızlık ve zulümle dolu havasından sıyrılarak sık, sık Hirâ Dağı'ndaki bu mağaraya gidip uzlete çekiliyor, Hirâ Mağarası'nda kendisini Allah'a vererek O'nun varlığını, birliğini, kudret ve azametini; insanların aczini ve Allah'a olan ihtiyaçlarını, ama buna karşılık onların isyanını, ahlâksızlık ve sapıklıklarını tefekkür ederek Cenâb-ı Hakk'a ubûdiyette bulunuyordu İşte bu şekilde Hak Teâlâ'ya kullukta bulunduğu anlardan birisinde kırk yaşında iken bu mağarada O'na ilk vahiy indirildi ve peygamberlik verildi
Rasûlü Ekrem(SAV), peygamberliğinden sonra da bazan Hirâ Dağı'na gitmiştir Meselâ bir defasında ashâbından bir grupla Hirâ'nın zirvesine çıkmış, bu sırada dağ sarsılıp sallanmaya başlamıştı Bunun üzerine Peygamber efendimiz; "Sâkin ol, ey Hirâ! Şu anda senin üzerinde bulunanlar ya bir peygamber, ya bir sıddîk, ya bir şehittir" buyurmuştu (Müslim, Fedâilü's-Sahâbe, 50)
Hirâ Dağı'nda susuzluk sebebiyle hemen hemen hiç nebat ve ağaç mevcut değildir Sadece çok az miktarda dikenli çalılar görülürHirâ Mağarası bugün dahi mevcûdiyetini korumakta olup hacca ve umreye gidenlerin ziyaret ettiği bir yerdir

<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

CENNET-UL MUALLA MEZARLIĞI



İslamiyetten öncede Mekke mezarlığı olan bu yer Mescidi-cin gibi Haremi Şerife 2 km uzaklıkta olup Cin Mescidine oldukça yakındır. İslamdan önce ve ilk yıllarında Hacun adıyla anılmakta olup sonraları MALAT adıyla anıla gelmiştir.Türkçemize çevrilirken Mualla diye çevrilmiş ve Resululah'ın(SAV) bu kabristan --''NE GÜZELDİR'' demesi üzerine Cennetül-Mualla adıyla anılmaktadır..

Burada Peygamber Efendimizin (SAV) Dedesi Abdülmuttalip, Amcası Ebu Talip zevceleri Hz.Hatice validemiz oğulları Kasım, Abdullah ve Abdullah b.Zübeyr'in de kabirleri bulunmaktadır .Önceleri bu kabirler kubbeli türbeler olsada 1926 yılında bütün kubbeler yıkılarak mezarları belirleyen taşlar kaldırılmıştır. Aşağıda göreceğiniz üzere bu gün Cennetül Mualla içinde hiç bir mezar taşı bulunmamaktadır. bu kabirler tazimde ziyarette aşırılığa meydan vermemek bahanesiyle kaldırılmış olup 591 mezar taşı bu gün Riyad'daki müzede sergilenmekte imiş.

Son yıllarda mezarlığın ortasından otoban geçirmişler ve Cennetül-Muallayı ikiye bölen bu otoban hızlıgeçen araçlardan dolayı ziyaretçiler için de tehlike arz etmekte.Arab Zihniyeti işte

<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

Mescid-i Aişe



Harem-i Şerife 6km yayan olarak 1 saat mesâfede, Medine tarafından harem hududu olan Tenim’dedir. Hz.Âişe vedâ haccında Peygamberimizle(SAV)
 beraber haccetti. Özrü sebebiyle Umre yapamamıştı. Peygamber efendimiz’e(SAV)  Medine’ye dönecekleri zaman dedi ki; “ Ya Resulallah , insanlar hac ve Umre ile dönüyor, ben ise Umreden mahrum oldum” Peygamber efendimiz (SAV) 
kardeşi Abdurrahman (r.a) Hazretleri ile beraber Umre yapmak için Ten’ime gönderdiler. Cebel-i Ten’im’deki ağaçlık yere gelince orada ihramlanmış iki rekat 
ihram namazı  kılmıştır onun için Mescid-i Aişe denilmiştir.
Tenim Mescidinin sağ tarafında Tenim dağı vardır. Mescidin bulunduğu vadiye Numan Vadisi denir

<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

MİNA 



Minâ, Harem hudutları içerisinde olup, Mekke ile Arafat arasında, ikisini birbirine bağlayan yol üzerinde bir yer . Hazreti İbrahim’in şeytanı taşladığı, oğlu İsmail (a.s)’a bedel olarak koç kestiği, Mescid-i Hayf’ın bulunduğu, Ensar ile birinci ve ikinci Akabe biatlarının yapıldığı, veda haccı esnasında Nasr sûresinin nâzil olduğu, teşrik günlerinde rasülullah efendimizin gecelediği ve Mürselat sûresinin nâzil olduğu mübârek bir mekândır.
..Bu bölgeye Mina adının verilmesiyle ilgili iki görüş vardır: 
1. Hz. Adem (a.s.) Mina`dan ayrılmak isteyince Cebrail ona "temenni et" demiştir. Adem peygamber de Cenneti temenni etmiş. Bundan dolayı buraya Mina adı verilmiştir.
2. Burada kurban kesildiği kan akıtmak anlamına gelen "Mina" kelimesi "İmna" kökünden türemiştir. Bu nedenle buraya Mina adı verilmiştir. Bu görüş daha yaygındır.
Hz. İbrahim, kurban etmek için oğlunu Mina`ya götürür, sonra Hz. İbrahim`e Allah tarafından bir kurbanlık verilir. Bu kurbanlığın ne olduğu hakkında kesin bir bilgi yoktur. Bir çokları bunun koç olduğunu belirtmektedir. 
Hz. İbrahim, kendisine engel olmak isteyen şeytanı burada taşlar, burada kurban keser. Hac ibadeti yapanlar da burada kurban keserler ve şeytan taşlarlar.
Hz. İbrahim`den sonra tevhid inancından uzaklaşan insanlar burada şenlikler yapmışlar ve gayet güzel münasebetler kurmuşlardır.
Kurban Bayramı`nın birinci günü burada kurban kesilir. Bayramın birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü günleri de Cemrelere (Ulâ, Vusta, Akabe) taş atılır. Bu olaya şeytan taşlama denir. 
Arafâta giderken yevmi terviyede bir gün, şeytan taşlama günlerinde üç gece Minâ’da kalmak sünnettir. Ayrıca buraya ne zaman gelinirse gelinsin duâ ve niyazda bulunulmalıdır. 
Tarihi Mina ile bu günkü Mina arasında değişiklikler görülmektedir. Mina, Hac mevsimindeki izdiham göz önüne alınarak Müslümanların ibadetlerini daha sağlıklı yapabilmeleri için her yıl değişikliğe uğramaktadır.

<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

MÜZDELİFE MESCİDİ



Müzdelife; Mekke`de, Arafat ile Mina arasında bulunan ve Hac`da Arafat`tan sonra vakfe yapılan yerdir. Müzdelife kelimesi "yaklaşmak, yakınlaşmak" anlamındaki Arapça "zelefe" kökünden türemiştir. Ayrıca burası, "toplanma, bir araya gelme" anlamında cem adıyla da anılmaktadır. 
Müzdelife, Mina ile Arafat arasında Mina`ya üç mil mesafede bir yerde bulunmaktadır. Burası, Arafat`tan Müzdelife`ye doğru gidilirken Arafat`ın iki geçidinden geçtikten sonra Muhassır vadisine kadar olan kısmın adıdır. (Ebu İshak el-Harbi, Taberi, Tefsir, Mısır 1968, II, 287; Kitabu`l Menasik, Riyad 1969, 508)
Hz. Adem (a.s.), Hz. Havva ile burada buluşmuş ve birbirine yaklaşmışlardı. Katade`den yapılan bir rivayette ise, akşam ile yatsı namazının bir arda kılınmasından dolayı Cem` adı verildiği söylenmektedir. (İbn Hacer el-Askalani, Fethu`l-Bari, Mısır 1959, IV,270) 
Yine, insanların burada toplanarak vakfe ile Allah Teala`ya yaklaştıkları, Hac esnasında insanların bir araya gelip toplanmaları yahut Mina`ya yaklaşmış olmaları veya buranın Allah Teala`ya yaklaşılan bir yer olarak telakki edilmesi vb. sebeplerden dolayı bu adı almıştır. Bakara suresinin yüz doksan sekizinci ayetine istinaden buraya, Meşar`ul-Haram da denilmektedir. (Muhammed İbn Kudame, el-Muğni, Mısır (t.y.), III, 421)

<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

SEV'R MAĞARASI



Mescid-i Haramın güney cephesinde, takriben 4 km uzaklıkta, Arafât yolu üzerindedir. Dağın eteği ile zirvesi 458m, takriben 1,5 saatte yaya çıkılabilen bir mesafedir.
Peygamberimiz (s.a.v), Hz.Ebu Bekir ile hicrette bu mağaraya girerek 3 gece kaldılar. Mağaraya önce Hz.Ebu Bekir girerek zararlı bir şey olup olmadığına bakmış, sonra da Resulullah (s.a.v) efendimiz girmiştir. Hz.Ebu Bekrin oğlu Abdullah, gündüzleri müşriklerin arasında dolaşıyor, geceleri mâlûmat getiriyordu. Kölesi Amr İbn-i Füheyre ise o civâra koyunları sürüyor. Hem Abdullah’ın izlerini kaybediyor ve hem de süt ikram ediyordu.



Hiç yorum yok:

reklamstore

HER KİTAP BİR DÜNYA

internet kitapçınız kitapyurdu.com'dan binlerce kitaba ulaşabilirsiniz.

oyun indir